30 Nisan 2014 Çarşamba

BİR İMAM ÇAĞDAŞ HİKAYESİ....


Çok zamandır Antep'te yaşayıp İmam Çağdaş'ı görmeyen biri olarak, mutlaka görmemiz oradaki leziz yemekleri tatmak maksadıyla eşimle düştük yollara. Ne de olsa Gaziantep'in en ünlü mekanı, bütün ünlülerin uğrak mekanı, biz eksik mi kalalım?? Olmaz tabi... Bir pazar günü başladı hikayemiz. ancak kapıdan içeri girmemle hikayenin sonunu az çok tahmin ettim.. içeri de bir hengame bir gürültü anlatamam. sanki talan ediliyor. Bir tarafta paketlenen yemekler, bir tarafta merakla yemeğini bekleyen müşteriler bir tarafta da bizim gibi ayakta kalan birinin ilgilenmesini bekleyen şaşırmış kişiler... Sanki içerde bedava yemek dağıtılıyor havası var , aynı masada birbirini tanımayan birkaç kişi, başlarında onların bir an önce kalkmalarını bekleyen başka kişiler, ağır yemek kokuları.....    Baktık ki kimse bizimle ilgilenmeyecek biz soralım dedik ve garsona sorduk boş yer var mı diye. köşede bir masa gösterildi. Hemen oturmak için gittik ki masa artıklarla dolu ne toplayan var ne bakan. Neyse ki birinin aklına temizlemek geldi ancak bize bu masaya oturamayacağımızı bu masayı başka birine vereceğini söyledi pek ilgili garson bey(!!!!). tabi biz bunun üzerine hızla orayı terk ettik ve iyi ettik. anlamadığım bu kadar ünlü bir mekan nasıl oluyor da müşterisini memnun etme çabası göstermiyor. Şimdiye kadar gitmemekle hiçbir şey kaybetmediğimi gördüm. ne yazık ki haddinden fazla övülmüş bir mekan olduğunu gördüm. Antep'te daha nezih temiz ilgili mekanlar gördüm. bir yemek için insanlar resmen eziyet görüyor strese giriyor, garsonlar ilgisiz ve kaba. içeri girer girmez o nezihliği ve temizliği hissedemiyorsunuz. Neyse dedim iyi ki gitmişiz yoksa hep aklımda kalacaktı:):):)

23 Mart 2014 Pazar

 
MİS KOKULU EV EKMEĞİ
 
Evde yapılan ekmeğin kokusu da tadı da bir başkadır. Tabi evde ekmek yapmanın keyfi ise bambaşka :) Uzun zamandır hastalık , iş, güç derken burayı ihmal ettim farkındayım. Ama bu demek değildir ki yemek yapmadım, yeni tarif denemedim. Bir çok tarif denedim hepsi de çok lezzetliydi. Bir çoğu kayıt altına alındı, inşallah en kısa zamanda burada yerlerini alacaklar.
 
Uzun zamandır ekmekle ilgili çıkan haberler kafamı kurcalıyor. İçine katılan katkı malzemeleri hakkında ortaya atılan iddialar ise mide bulandırıcı. Hal böyle olunca ekmeğimi kendim yapmaya karar verdim. Kayınvalidemden rica ettim halis muhlis köyde yapılmış un getirdi:) ve başladım ekmek yapmaya. ( bu aralar yine  ihmal ediyorum ama diyetteyim ondan:) )
 
 
 
Mis kokulu ekmeğimizi yapmak için gerekli olan malzemelerimiz şunlar ;
 
  • 1 kg un ( tam buğday unu)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket kuru maya ( en kısa zamanda mayayı da kendim yapmayı deneyeceğim
  • Su
 
İşte bu kadar ..... Bütün malzemeleri karıştırıp kulak memesi kıvamında bir hamur yapıyoruz. Ben işin kolayına kaçtım . kek kalıbında çiçek ekmek yaptım:) hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler hazırlayıp kek kalıbına yerleştirdim. kalıbı yağlamadım güzel pişince hemen çıkıyor ekmek.
Kek kalıbını bir poşete koyup hamurların iyice mayalanması için yaklaşık 1 saat beklettim. Önce üzerine bir yumurta sarısı ve 1 kaşık unu karıştırıp sürdüm, üstüne de çörek otu serptim,  sonra fırına, ben 180 derecede  üzeri iyice kızarana kadar pişirdim. eğer tam pişmezse kalıptan çıkmaz altının ve üstünün iyice kızarması gerekli. sertleştiğine bakmayın. Fırından çıkınca yumuşuyor. İşte size mis gibi ev ekmeği, afiyet olsun....
 
 
 
 
 
 
 


12 Kasım 2013 Salı

Zekeriya Usta'da Katmer

Gaziantep'te yaşayıpta Zekeriyya Usta da o meşhur katmeri yememek olmaz, dedik ve bir pazar sabahı yola düştük. Pazar sabahı erkenden dışarı çıkmak biraz garip gelse de değişiklik iyi geldi. Erkenden çıktık çünkü Zekeriya Usta sabah 6:00 da işbaşı yapıyor ve öğle vakti 13:00 da dükkanı kapatıyor. bu kadar kısa süre içinde gelenlerin haddi hesabı yok. Öyle  ki insanlar boş masa bulabilmek için dakikalarca ayakta bekliyor ya da hiç tanımadıkları kişilerin masasına oturuveriyorlar:)  Çıkmaz sokakta küçücük ve çok sıradan bir yer ama katmerinin lezzeti hiçbir yerde yok. İnsanlarda bunu fark etmiş ki bir an olsun boş kalmıyor. Siparişleri yetiştirmekte zorlanıyorlar. Yine de gitmeye değer bir yer. Bir gün yolunuz Gaziantep'e düşerse uğramadan gitmeyin. Benden söylemesi:)
    Elimde olan tek resim bu:) leziz katmeri yerken fotoğraf çekmeyi bile unuttum

2 Kasım 2013 Cumartesi

Güveçte Patates Oturtma

Bugün ne pişirsem diye düşünmeyen yoktur herhalde. Gün içinde bu soruyu defalarca soruyorum kendime :) Fark ettim ki uzun zaman olmuş bu yemeği yapmayalı. Patates oturma bana her defasında çocukluğumu hatırlatır nedense....



               Yapımı kolay, oldukça lezzetli bir yemek. Yanına pilav ve turşu da oldu mu miss:)
Kendimi çooooooooooook yorgun hissettiğimden sadece tarifi yazacağım, miktarlarını merak eden olursa seve seve cevaplarım :) tembelliğim üzerimde


Halka halka doğradığım patatesleri yağda kızarttım ( böyle daha lezzetli oluyor) ayrı bir tavada biraz sıvı yağda; kıyma, kuru soğan, yeşil biber, domates, tuz, karabiber, pulbiber, salçayı kavuruyoruz. En sonunda ince kıyılmış maydanozları kıymaya ilave ediyoruz. Güvecin dibine bir sıra kızarttığımız patateslerden diziyoruz üstüne  kıymalı harçtan koyuyoruz. Bu işlemi patates ve kıyma bitinceye kadar tekrarlıyoruz. Son olarak yaklaşık 2 su bardağı suda ve 1.5 yemek kaşığı salçayı eritip patateslerin üzerine döküyoruz ve patatesler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Yanına ayran pilav, turşu veya salata da yaptık mı yemeğimiz hazır:) Afiyet olsun

19 Ekim 2013 Cumartesi

Kuş Üzümlü Pilav

Uzun zaman önce yaptığım fotoğrafını çektiğim ancak yayınlamaya bir türlü fırsat bulmadığım yemeklerden biri; Kuş Üzümlü Pilav... İlk tattığımda açıkçası pek beğenmemiştim niyeyse. Belki de yağlı, salçalı, baharatlı yemeklere alışkın olmamdan kaynaklıydı bu his. Ama gelin görün ki yedikçe hoşuma gitti tarçının mis gibi kokusu daha da güzel gelmeye başladı velhasıl önyargılı olmayın deneyin:) eminim seveceksiniz.





       MALZEMELER
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 çay bardağı sıvı yağ ( çok az tereyağı da ilave edilebilir)
  • 1 çay bardağı kuş üzümü
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • tuz, karabiber  




Sıvı yağı tencereye ekleyip  ısınması için ocağı açıyoruz:):):) bu arada pirinçlerimizi süzgeçte yıkamaya başlıyoruz ( burası çok önemli yıkadığınız suyun berrak hale gelmesi lazım yoksa pilavınız lapa olur) yıkadığımız ve süzdüğümüz pirinçleri tencereye ekliyoruz ve başlıyoruz kavurmaya. Pirinçler şeffaflaşıncaya kadar kavuruyoruz. Kavrulan pirinçlere tuz karabiber, tarçın ve kuş üzümlerini ilave ediyoruz. En son üç su bardağı sıcak suyu  da ekleyip ocağı en kısık ayara getiriyoruz , pirinçler suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. Suyunu çeken pilavımızı 15-20 dk dinlendirip servis yapabilirsiniz. Ben yanında kuzu kol ve bostana salatasıyla servis ettim, övünmek gibi olmasın ama hepsi çok lezzetliydi. En kısa zamanda kuzu kol ve bostana salatasının da tarifini yazacağım inşallah . Takipte kalın:):)           

6 Ekim 2013 Pazar

Hurmisa - Şekerpâre'nin Bademlisi:)


Adı neden Hurmisa ne anlama geliyor bende bilmiyorum:) Bu tarif son zamanlarda mutfakta sınır tanımayan, kendini aşan, beni şaşırtan:) maharetli kız kardeşim Gonca'ya  ait. Aramızda mesafeler olsa da tarifleri paylaşıyoruz. Sağ olsun teknoloji bu konuda bize çok yardımcı... Tarifler, fotoğraflar .....
 Annem Hurmisa deyince aklına kız çocuğu geldiğini söylüyor hatta işi daha da ileri götürüp bana "kızın olursa adını Hurmisa koy" dedi :):) Önce tatlısını yapayım da isim işini düşünürüz:)):)
   Bizim için büyük önem arz eden bu tarifin malzemelerini paylaşayım artık
 
 
 
 
 
         MALZEMELER
  • 1 yumurta
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • Yarım çay bardağı margarin veya tereyağı
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 1 çorba kaşığı sirke ( elma sirkesi )
  • Yarım paket kabartma tozu
  • 1 çay bardağı badem ya da fındık ( dövülmüş)
  • 2,5 su bardağı un

ŞERBETİ İÇİN: 2,5 su bardağı toz şeker, 2,5 su bardağı su, birkaç damla limon suyu ( Şekeri ve suyu tencereye koyup kaynamaya bırakıyoruz, kaynadıktan sonra 15- 20 dk daha kaynanıp en son limon suyunu da ekleyip ocaktan alıyoruz )


        YAPILIŞI
Hamur yoğuracağımız kaba eritip soğuttuğumuz margarini, yoğurdu, yumurtayı, sirkeyi, sıvı yağı, kabartma tozunu ve dövülmüş bademi ekleyip çırpma teliyle iyice karıştırıyoruz. Bu karışıma unu ekleyip hamurumuzu yoğuralım. Hamurdan ceviz C büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde yuvarladıktan sonra tepsiye diziyoruz. Hurmisalarımızın üstüne badem yerleştirip fırına yolluyoruz:) 175- 180 C ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişiriyoruz. Pembeleşen hurmisaları fırından çıkardıktan sonra önceden hazırlayıp soğuttuğumuz şerbeti tatlımızın üstüne gezdiriyoruz. Tatlılar şerbeti çektikten sonra servis edebilirsiniz.  Afiyet olsun :)

 



 

3 Ekim 2013 Perşembe

Geçmiş Zaman

Huzur dolu bu melodiyi her duyduğumda aklıma gri şehir gelir.  Yalnızlık gelir... Hayal kurmak gelir... Sıcacık dostluklar gelir ve   Ankara gelir... Hiç geçmeyecek sandığım anlar nasıl da gelip geçmiş... Ve bakıyorum ki hep ömürden gitmiş... Neyse ki o güzel anların hatırlatıcısı böylesi güzel eserler var umuyorum ki uzun yıllar var olsunlar. Var olsunlar ki yüreğimizdeki özlemler bir nebze olsun dinsin. Güzel yürekli dostları hatırlatsın........