12 Kasım 2013 Salı

Zekeriya Usta'da Katmer

Gaziantep'te yaşayıpta Zekeriyya Usta da o meşhur katmeri yememek olmaz, dedik ve bir pazar sabahı yola düştük. Pazar sabahı erkenden dışarı çıkmak biraz garip gelse de değişiklik iyi geldi. Erkenden çıktık çünkü Zekeriya Usta sabah 6:00 da işbaşı yapıyor ve öğle vakti 13:00 da dükkanı kapatıyor. bu kadar kısa süre içinde gelenlerin haddi hesabı yok. Öyle  ki insanlar boş masa bulabilmek için dakikalarca ayakta bekliyor ya da hiç tanımadıkları kişilerin masasına oturuveriyorlar:)  Çıkmaz sokakta küçücük ve çok sıradan bir yer ama katmerinin lezzeti hiçbir yerde yok. İnsanlarda bunu fark etmiş ki bir an olsun boş kalmıyor. Siparişleri yetiştirmekte zorlanıyorlar. Yine de gitmeye değer bir yer. Bir gün yolunuz Gaziantep'e düşerse uğramadan gitmeyin. Benden söylemesi:)
    Elimde olan tek resim bu:) leziz katmeri yerken fotoğraf çekmeyi bile unuttum

2 Kasım 2013 Cumartesi

Güveçte Patates Oturtma

Bugün ne pişirsem diye düşünmeyen yoktur herhalde. Gün içinde bu soruyu defalarca soruyorum kendime :) Fark ettim ki uzun zaman olmuş bu yemeği yapmayalı. Patates oturma bana her defasında çocukluğumu hatırlatır nedense....



               Yapımı kolay, oldukça lezzetli bir yemek. Yanına pilav ve turşu da oldu mu miss:)
Kendimi çooooooooooook yorgun hissettiğimden sadece tarifi yazacağım, miktarlarını merak eden olursa seve seve cevaplarım :) tembelliğim üzerimde


Halka halka doğradığım patatesleri yağda kızarttım ( böyle daha lezzetli oluyor) ayrı bir tavada biraz sıvı yağda; kıyma, kuru soğan, yeşil biber, domates, tuz, karabiber, pulbiber, salçayı kavuruyoruz. En sonunda ince kıyılmış maydanozları kıymaya ilave ediyoruz. Güvecin dibine bir sıra kızarttığımız patateslerden diziyoruz üstüne  kıymalı harçtan koyuyoruz. Bu işlemi patates ve kıyma bitinceye kadar tekrarlıyoruz. Son olarak yaklaşık 2 su bardağı suda ve 1.5 yemek kaşığı salçayı eritip patateslerin üzerine döküyoruz ve patatesler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Yanına ayran pilav, turşu veya salata da yaptık mı yemeğimiz hazır:) Afiyet olsun

19 Ekim 2013 Cumartesi

Kuş Üzümlü Pilav

Uzun zaman önce yaptığım fotoğrafını çektiğim ancak yayınlamaya bir türlü fırsat bulmadığım yemeklerden biri; Kuş Üzümlü Pilav... İlk tattığımda açıkçası pek beğenmemiştim niyeyse. Belki de yağlı, salçalı, baharatlı yemeklere alışkın olmamdan kaynaklıydı bu his. Ama gelin görün ki yedikçe hoşuma gitti tarçının mis gibi kokusu daha da güzel gelmeye başladı velhasıl önyargılı olmayın deneyin:) eminim seveceksiniz.





       MALZEMELER
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 çay bardağı sıvı yağ ( çok az tereyağı da ilave edilebilir)
  • 1 çay bardağı kuş üzümü
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • tuz, karabiber  




Sıvı yağı tencereye ekleyip  ısınması için ocağı açıyoruz:):):) bu arada pirinçlerimizi süzgeçte yıkamaya başlıyoruz ( burası çok önemli yıkadığınız suyun berrak hale gelmesi lazım yoksa pilavınız lapa olur) yıkadığımız ve süzdüğümüz pirinçleri tencereye ekliyoruz ve başlıyoruz kavurmaya. Pirinçler şeffaflaşıncaya kadar kavuruyoruz. Kavrulan pirinçlere tuz karabiber, tarçın ve kuş üzümlerini ilave ediyoruz. En son üç su bardağı sıcak suyu  da ekleyip ocağı en kısık ayara getiriyoruz , pirinçler suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. Suyunu çeken pilavımızı 15-20 dk dinlendirip servis yapabilirsiniz. Ben yanında kuzu kol ve bostana salatasıyla servis ettim, övünmek gibi olmasın ama hepsi çok lezzetliydi. En kısa zamanda kuzu kol ve bostana salatasının da tarifini yazacağım inşallah . Takipte kalın:):)           

6 Ekim 2013 Pazar

Hurmisa - Şekerpâre'nin Bademlisi:)


Adı neden Hurmisa ne anlama geliyor bende bilmiyorum:) Bu tarif son zamanlarda mutfakta sınır tanımayan, kendini aşan, beni şaşırtan:) maharetli kız kardeşim Gonca'ya  ait. Aramızda mesafeler olsa da tarifleri paylaşıyoruz. Sağ olsun teknoloji bu konuda bize çok yardımcı... Tarifler, fotoğraflar .....
 Annem Hurmisa deyince aklına kız çocuğu geldiğini söylüyor hatta işi daha da ileri götürüp bana "kızın olursa adını Hurmisa koy" dedi :):) Önce tatlısını yapayım da isim işini düşünürüz:)):)
   Bizim için büyük önem arz eden bu tarifin malzemelerini paylaşayım artık
 
 
 
 
 
         MALZEMELER
  • 1 yumurta
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • Yarım çay bardağı margarin veya tereyağı
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 1 çorba kaşığı sirke ( elma sirkesi )
  • Yarım paket kabartma tozu
  • 1 çay bardağı badem ya da fındık ( dövülmüş)
  • 2,5 su bardağı un

ŞERBETİ İÇİN: 2,5 su bardağı toz şeker, 2,5 su bardağı su, birkaç damla limon suyu ( Şekeri ve suyu tencereye koyup kaynamaya bırakıyoruz, kaynadıktan sonra 15- 20 dk daha kaynanıp en son limon suyunu da ekleyip ocaktan alıyoruz )


        YAPILIŞI
Hamur yoğuracağımız kaba eritip soğuttuğumuz margarini, yoğurdu, yumurtayı, sirkeyi, sıvı yağı, kabartma tozunu ve dövülmüş bademi ekleyip çırpma teliyle iyice karıştırıyoruz. Bu karışıma unu ekleyip hamurumuzu yoğuralım. Hamurdan ceviz C büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde yuvarladıktan sonra tepsiye diziyoruz. Hurmisalarımızın üstüne badem yerleştirip fırına yolluyoruz:) 175- 180 C ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişiriyoruz. Pembeleşen hurmisaları fırından çıkardıktan sonra önceden hazırlayıp soğuttuğumuz şerbeti tatlımızın üstüne gezdiriyoruz. Tatlılar şerbeti çektikten sonra servis edebilirsiniz.  Afiyet olsun :)

 



 

3 Ekim 2013 Perşembe

Geçmiş Zaman

Huzur dolu bu melodiyi her duyduğumda aklıma gri şehir gelir.  Yalnızlık gelir... Hayal kurmak gelir... Sıcacık dostluklar gelir ve   Ankara gelir... Hiç geçmeyecek sandığım anlar nasıl da gelip geçmiş... Ve bakıyorum ki hep ömürden gitmiş... Neyse ki o güzel anların hatırlatıcısı böylesi güzel eserler var umuyorum ki uzun yıllar var olsunlar. Var olsunlar ki yüreğimizdeki özlemler bir nebze olsun dinsin. Güzel yürekli dostları hatırlatsın........

28 Eylül 2013 Cumartesi

Cumartesi kahvaltısı :)

Nedendir bilinmez demeyeceğim çünkü nedenini çok iyi biliyorum:) Cumartesi gününü çooooook seviyorum... Haftanın bütün yorgunluğu geçip gidiyor. Sabah erken kalkmak yok kalksam bile evde olmanın keyfi bir başka. Birde Pazartesinin gelişi Cumartesinden belli olmasa değmeyin keyfime :):):) Cumartesi başkadır benim için, hafta içi zaten yorucu Cuma günü haftanın tüm yorgunluğuyla eve gelince yerimden bile kalkmak istemiyorum, pazar derseniz Pazartesine hazırlıkla geçiyor. Kısacası koskoca yedi günden sadece Cumartesi benim:) uyuyabilirim(İlber beyefendi müsaade ederlerse tabi), misafir ağırlayabilirim, dışarı çıkabilirim velhasıl çok şey sığıyor bu güne. Bunun için çok özeldir kendileri. Bugün fark ettim ki bayağı zaman olmuş misafir ağırlamayalı ve kahvaltıyla davetlere başladım. Artık beş çayı, akşam oturması diye devamı gelir inşallah:) sofrayı hazırlamayla uğraşırken fotoğraf çekmeyi unutmuşum. Bunu da son anda eşime çektirdim :) ama böreği ben çektim. başka bir zaman tarifini de yazarım inşallah, tavada yapıyorum bu böreği ve tadı bence mükemmel....
Vakit bulduğum ilk anda böreğin ve mücverin tarifini de yazarım, bugün çok yoruldum ama güzel gündü. Yorulduğuma değdi. Hazırladıklarımın hepsi misafirlerim tarafından beğenilince bütün yorgunluğum uçup gitti. Darısı diğer davetlere :))

25 Eylül 2013 Çarşamba

Yemek yok Şiir var:))

Bugün nette gezinirken bana yıllar öncesini hatırlatan bu şiiri buldum. Nasıl güzel şiirdir anlatamam....  O dizeler nasıl da uyum içinde bir araya gelmiş müthiş bir uyum yakalamış... Adeta insanın ruhuna işliyor. " Küstah bir aşkla seviyorum seni" nasıl güzel cümledir bu :) Ahh ahh üniversite yıllarında Şuleciğimle defalarca dinlerdik ama bıkmazdık. Bugün anladım ki zaman geçiyor ve galiba ben büyüyorum (yaşlanmıyorum sadece büyüyorum)

19 Eylül 2013 Perşembe

Uğurböceğim: Kabak Doğraması

Uğurböceğim: Kabak Doğraması: Gaziantep'te yaşayıpta Antep yemeklerini öğrenmemek olmaz. Tabi işin sonunda alacağınız kiloları düşünerek öğrenmek gerek:) Bu mutfak, b...

Kabak Doğraması

Gaziantep'te yaşayıpta Antep yemeklerini öğrenmemek olmaz. Tabi işin sonunda alacağınız kiloları düşünerek öğrenmek gerek:) Bu mutfak, bu tatlar anlatılmaz ancak yaşanır. Bol naneli ekşili, etli, yoğurtlu, acılı, baharatlı ve daha birçok lezzet... Eee bunca tarif arasında bir şeyler öğrenmeden olmaz dedim elimden geldiğince Antep yemeklerini denemeye koyuldum. Şimdiye kadar denediklerim gayet güzel oldu. Bunlardan biri de kabak doğraması, ilk duyduğumda çok garip gelmişti niyeyse :) İlk defa bir emlakçıda tattım bu yemeği. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim :) Şöyle ki ev arama telaşesiyle birçok emlakçıyla arkadaş olduk, tabi bu arada yemek tariflerime yenisini de ekledim:) doğruyu söylemek gerekirse yemek önüme geldiğinde açlıktan nerdeyse bayılacak olan ben büyük bir hayal kırıklığına uğradım; çünkü kabağı pek sevmem:) ama misafir umduğunu değil bulduğunu yer atasözünü hatırlayarak yemeye başladım kiiiiiiii Allah'ım bu nasıl güzel bir lezzet..... Ve eve dönerken yaptığım ilk şey marketten kabak almak oldu :):) nohutu geceden suya koymayı unutmuştum ama yemeği yapmayı aklıma koymuştum bir kere, biraz uzun sürdü ama uğraştığıma değdi.




MALZEMELER
  • 1 su bardağı nohut ( Geceden suya koymayı unutmayın:))
  • 2 adet orta boy kabak
  • 2 diş sarımsak
  • 1 tane  kuru soğan
  • 2 tane yeşil biber
  • 300 gr kuşbaşı  et ( kuzu eti daha lezzetli oluyor)
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • Sıvı yağ
  • kırmızı biber
  • Karabiber
  • kuru nane
  • 2 çay kaşığı limontuzu


YAPILIŞI
İki yemek kaşığı sıvı yağda doğradığımız kuru soğanı pembeleşinceye kadar kavuruyoruz etleri de ilave edip bir iki defa çeviriyoruz. Üstüne nohutları ve üzerlerine çıkacak kadar sıcak su ve biraz tuz ilave edip etler ve nohut yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Düdüklü tencere bu iş için ideal:) etler ve nohut piştikten sonra aynı kabuklarını soyup küp küp doğradığımız kabakları, yemeklik doğranmış yeşil biberleri, ezdiğimiz sarımsakları, salçaları tuzu, kırmızı biberi, karabiberi ve limon tuzunu nohutlara ekleyip güzelce karıştırıyoruz. Tekrar düdüklü tenceremizin kapağını kapatıp 20- 25 dakika  daha pişiriyoruz. kabakların da yumuşadığını anlayınca küçük bir tavada bir miktar sıvı yağı kızdırıp içine bolca kuru nane ekliyoruz, bu karışımı pişmiş olan yemeğimizin üstüne döküyoruz veeeeeee Kabak Doğraması hazııırrrrrr:)) Afiyet olsun

27 Ağustos 2013 Salı

Etli Arpa Şehriye Pilavı


    Takvime şöyle bir baktım da ne çok zaman geçmiş yazmayalı. Aile ziyaretleri, Ramazan ayı, bayram derken birde üstüne ev arama telaşesi günler su gibi akıp geçmiş. Aslında bu arada yaptığım yemekleri fotoğrafladım ama şöyle pc başına geçip yazmak mümkün olmadı. İnşallah en kısa zamanda yazabilirim. Bu tarifi ayrıntılı olarak fotoğraflamadım çünkü yapımı çok kolay tadı da bir o kadar lezzetli mutlaka denenmeli, benden söylemesi:)








              MALZEMELER
        1. 200 gr dana eti (Kuşbaşı şeklinde doğranmış)
        2. Sıvı yağ
        3. 2 su bardağı arpa şehriye
        4. 4,5 su bardağı sıcak su
        5. tuz




           YAPILIŞI

Etleri birazcık sıvıyağla kavurduktan sonra üstüne çıkacak kadar su ekleyip yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Suyunu salıp çeken etler yumuşayınca üzerine istediğiniz kadar sıvıyağ ilave edip arpa şehriyeleri de ekliyoruz. şehriyelerin rengi kahverengine dönünceye kadar kavuruyoruz, tuzunu da ekledikten sonra kavrulan şehriyelere 4,5 bardak sıcak suyu ilave edip ocağın en küçük gözünde kısık ayarda suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. Suyunu çektikten sonra 15 dk dinlendirelim ki pilavımız tane tane olsun, yiyenler tadına doyamasın:) Afiyet olsun

2 Temmuz 2013 Salı

Fellah Köftesi

Hep aklımda olan ama yapmaya fırsat bulamadığım o güzel tat... İlk defa Rukiyeciğimde tatmıştım. Hem öğün olarak hem de pasta böreğin yanına güzel bir ikram, yapımı da çok zor değil.

Malzemeler:
  1. 2 su bardağı köftelik bulgur
  2. yarım su bardağı irmik
  3. 1 yumurta
  4. tuz
  5. karabiber
  6. kırmızı pul biber
Sosu için
  1. 2 adet orta boy domates
  2. 2 yemek kaşığı domates salçası
  3. yarım su bardağı zeytin yağı
  4. 3-4 diş sarımsak
  5. tuz, karabiber, kimyon, kırmızı pul biber

Yapılışı;
Bulgur, tuz ve irmiği derin bir kaba koyup üstüne sıcak su döküyoruz, su bulgurun üstüne çıkacak( bir parmak kadar)

 kabın üstünü kapatarak bulgurun şişmesini bekliyoruz. Suyu çeken bulgur ve irmiğe baharatları ve unu ekleyip iyice yoğuruyoruz
Yoğurduğumuz harcı rulo haline getirip sekiz eşit parçaya bölüyoruz.
Sekiz parçadan her birini de ince rulo haline getiriyoruz.
Daha sonra ince ruloyu bıçakla eşit aralıklarla küçük parçalara ayırıyoruz, böylelikle bütün köftelerin boyutları eşit oluyor.
Bu küçük parçaları yuvarlayıp üstüne küçük parmağımızla bastırıyoruz(üstünde küçük çukurlar olacak)
Köftelerimizin yapımı bittikten sonra tuz ve limon tuzu eklediğimiz suda haşlıyoruz. Köfteler suyun üstüne çıkmaya başlayınca pişmiş demektir servis kabımıza alabiliriz.
Sıra geldi sosumuzu yapmaya; domateslerimizi bir kaba rendeliyoruz, tavada zeytin yağını kızdırdıktan sonra salçamızı ilave ediyoruz, kendi isteğinizi göre baharatları ilave ettikten sonra rendelenmiş domatesleri de ekliyoruz, son olarak sarımsakları da ekleyip sosun altını kapatıyoruz.
Servis kabına aldığımız köftelerin üstüne sosumuzu açık yer kalmayacak şekilde yayıyoruz. üstünü de kıyılmış maydanozla süslüyoruz. yemeğimiz servise hazır, yanına mis gibi ayran da varsa her şey tamamdır. Yiyeceklere Afiyet olsun , yapacaklara  kolay gelsin.
 
 

1 Temmuz 2013 Pazartesi

ugurbocegim: Krem Şantili Kolay Kurabiye

ugurbocegim: Krem Şantili Kolay Kurabiye: Bu tarifi öğrendiğimden beri kurtarıcım oldu ani gelen misafire hemen yapılabilecek bir tarif...Hem malzemesi az hem de kısa sürede yapılabi...

ugurbocegim: Krem Şantili Kolay Kurabiye

ugurbocegim: Krem Şantili Kolay Kurabiye: Bu tarifi öğrendiğimden beri kurtarıcım oldu ani gelen misafire hemen yapılabilecek bir tarif...Hem malzemesi az hem de kısa sürede yapılabi...

30 Haziran 2013 Pazar

Krem Şantili Kolay Kurabiye

Bu tarifi öğrendiğimden beri kurtarıcım oldu ani gelen misafire hemen yapılabilecek bir tarif...Hem malzemesi az hem de kısa sürede yapılabilir. Tat ve lezzet olarak bildiğimiz un kurabiyesinde çokta farklı değil, gelelim tarifimize;

MALZEMELER
1 paket krem şanti(kutunun içinden çıkan poşetlerden bir tanesi)
2-1 subardağı sıvı yağ
3-Alabildiği kadar un
4-Yarım paket kabartma tozu
5-1 paket vanilya


İşte hepsi bu kadar, ortalama olarak 16 17 tane kurabiye çıkıyor bu malzemeden, daha fazlasını yapmak isterseniz malzemeyi iki katına çıkarabilirsiniz. Gelelim yapımını; Derin bir kaba sıvı yağ ve krem şantiyi koyup güzelce karıştırıyoruz.

Krem şanti ve yağımızı karıştırdıktan sonra unu, kabartma tozunu ve vanilyayı ekliyoruz, unu ilave ederken azar azar ekleyelim ki hamur çok sert olmasın. Bildiğimiz kurabiye hamuru kıvamında bir hamur olacak.(kulak memesi yumuşaklığında :))


 
Hamurumuz olduktan sonra kurabiyelere istediğiniz şekli verebilirsiniz. Ben ceviz büyüklüğünde hamur alarak yuvarlak kurabişler yaptım üstlerine de fındık koydum, yalnız kurabiyeleri koyduğum tepsi biraz küçük olmuş, kurabiyeler kabarmaya başlayınca birbirleriyle çok samimi olmuşlar:) geniş bir tepsiye aralıklarla yerleştirilirse daha iyi olur.

 
 
İşte kurabiyelerimiz hazır:):) üstüne pudra şekeri de ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun:)


28 Haziran 2013 Cuma

Bugünkü tarifim "Muhallebili Kadayıf" diğer adıyla "Kadayıflı Muhallebi" Bu ikramları hazırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum, hele eski dostların muhabbetine eşlik ediyorsa daha büyük mutluluk... bütün aşamalarını resimledim, gelelim malzemeler ve tarife Malzemeler: 300 gr kadayıf yarım paket margarin Yarım su bardağı toz şeker Muhallebi için; 1 litre süt 4 yemek kaşığı un 1 su bardağı toz şeker 1 paket vanilya küçük bir parça margarin 1 paket krem şanti(kutunun içinden çıkan iki paketten bir tanesi)
kadayıfları elimizle küçük parçalara ayırıp geniş bir tavaya alıyoruz
yarım paket margarini de ekleyerek kadayıfların rengi pembeleşene kadar kavuruyoruz, kavrulan kadayıflara yarım su bardağı şeker ilave edip ocaktan alıyoruz. kavrulan Kadayıfların yarısını dikdörtgen borcamın dibine boşluk kalmayacak şekilde yayıyoruz diğer yarısı tava da bekleyebilir, soğumalarını bekliyoruz.
Bu arada muhallebisini yapmaya başlayabiliriz bir tencereye sütü unu ve şekeri ekleyip koyulaşana kadar karıştırıyoruz
koyulaşan muhallebiyi iki üç dakika kadar daha pişirip altını kapatıyoruz ve vanilyayı ekliyoruz. Biraz ılındıktan sonra 1 paket toz krem şantiyi muhallebiye ekleyip mikserle karıştırıyoruz. Muhallebiyi dikkatli bir şekilde borcama yaydığımız kadayıfın üstüne döküyoruz( birden dökülürse kadayıflar bir tarafa kayabilir)
kavurduğumuz kadayıfların diğer yarısını da muhallebimizin üstüne yayıyoruz
Veeee işte tatlımız hazır, buzdolabında birkaç saat bekleyince yemeye hazır, Afiyet olsun

22 Haziran 2013 Cumartesi


Berat gecesini değerlendirme imkânını bulan herkes, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki; “De ki: ‘Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Zümer, 39/53) müjdesinin farkına vararak, ümitlerini canlı tutmalı, bağışlama ve bağışlanma duygularını güçlendirmelidir.
Böyle mübarek gün ve geceler, Kur’an’la buluşma, Hz. Peygamber’in eskimez öğütlerine kulak verme ve O’nun sünneti ile hayat bulma fırsatlarıdır. Bu gece, Kur’an’ın bizlere öğrettiği “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden (kaybedenlerden) oluruz.” (A’raf, 7/23) gibi dualarla ve Sevgili Peygamberimiz’in (sav) bu gece bolca yaptığı “Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim” (Müslim, Salat, 222/1090; İbn-i Mâce, Hadis no: 3841) duasıyla Yüce Rabbimiz’e yakarma zamanıdır.

19 Haziran 2013 Çarşamba

ugurbocegim: Eşşiz lezzet: Maklûbe

ugurbocegim: Eşşiz lezzet: Maklûbe:   İlk tarifim Maklûbe olsun istedim çünkü kaç gündür aklımda, yapmak istiyorum ama iş güç derken hep erteliyorum. Bu fotoğraflar da...

Eşşiz lezzet: Maklûbe


 
  • İlk tarifim Maklûbe olsun istedim çünkü kaç gündür aklımda, yapmak istiyorum ama iş güç derken hep erteliyorum. Bu fotoğraflar daha öncesine ait inşallah yenisini yapınca bütün aşamalarını tek tek çekip eklerim. Bu resimdeki miktar biraz fazla ben malzemeler kısmına daha az olanını yazıyorum umarım beğenirsiniz.  Gelelim tarife;
Malzemelerimiz:
500 gr dana kuşbaşı veya tavuk göğsü
2 su bardağı pilavlık pirinç
1 orta boy havuç
2 orta boy patates
1 orta boy kuru soğan
1 patlıcan
sıvı yağ
Tuz
Karabiber
 
 
Etler haşlanıp yağda bir miktar kavrulur,Patlıcan alacalı soyulup tuzlu suda 15 dk bekletilir, bu arada havuç soyulur ve küp küp doğranır, patlıcan ve havuç az yağda sotelenir ardından patatesler halka doğranır ve onlarda yağda sotelenir(aynı yağ kullanılabilir) yıkanmış pirinçler tuz eklenerek ayrı bir tencerede 1,5 çay bardağı sıvı yağ eklenerek kavrulur
   
     Ve en zevkli kısma geçiyoruz:):)
 
bütün malzemeleri koyduğumuzda tam dolacak bir tencere alıyoruz ve başlıyoruz eserimizi inşa etmeye:)
          halka halka doğradığımız soğanları tencerenin tabanına yerleştiriyoruz üstüne patatesleri ekliyoruz, üstüne bir miktar et koyup ardından patlıcan ve havuç ekliyoruz kalan etleri de ekledikten sonra ayrı tencere de kavurduğumuz pirinçleri etlerin üzerine güzelce yerleştiriyoruz isteğe göre karabiber ekleyip 3 su bardağı kaynamış suyu da ilave edip kısık ateşte pirinçler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz piştikten sonra yarım saat dinlenmeye bırakıyoruz. dinlenen yemeğimizi yuvarlak tepsiye dikkatlice ters çeviriyoruz. İşte bu kadar... sıra geldi süslemeye, hazırladığımız karışık salata  ve yoğurtla resimdeki gibi bir yoğurt bir salata şeklinde yemeğimizi sunuma hazırlıyoruz ve işte bitti:) Afiyet olsun
 
 

BİSMİLLAH.... Sonunda ne yazacağıma karar verdim, yemek tarifleri yazmakla işe başlıyorum:) Nasıl olsa yemek yapmaktan ve sunmaktan mutluluk duyuyorum bu mutluluğum yayılsın çoğalsın

30 Ocak 2013 Çarşamba

tatlı heyecan:)

ilk blog yazma deneyimim...aslında iyi bir yazardım ama ne zaman ki hayat meşgalesi artmaya başladı yazmak da o kadar zorlaştı benim için. eski bol yazılı günlere dönmek umuduyla yazıyorum ve diliyorum. ne yazacağımı soracak olursanız onu henüz bende bilmiyorum :):) bir gün yemek tarifi yazarım başka bir gün felsefeden bahsederim başka bir gün şiir yazarım.. çünkü yazmayı seviyorum